Lalenin siyahında boğuluyordu şafak
Güneş,yaşlı kaktüsün ufkundan doğuyordu..
ortaçağ rahibinin kisvesiyken yaşamak,
Annem göğüslerinden ışıklar sağıyordu..
Günler makinistiydi yoksulluk treninin
Babam sigarasının paslı şimendiferi
İsli duvarlarını türkülerle yamardık,
Vurmazdı odamıza dolunay geceleri..
Akrebin manevrası ürkütüyor toprağı
Güllerin mateminden alıyorum kederi.
Şimdi pençesindeyim esrarlı bir gurbetin
Bağrıma sızan suyun,yangından yok haberi…
Kuşlara bakıyorum gözlerinden mahkumun
Demirli gemileri sulara salıyorum..
Yaraya bakar gibi bakmayınız yüzüme
Fırtınalar hapşıran dağlardan geliyorum…
Gri,toz,boz mısralar esiyor dudağımdan
Karıncalar mahşeri anlatan bilgelerim,
Acılar ormanımın tükeniyor cümbüşü
Nicedir bir pınara inmiyor geyiklerim…
oğul arı
emin çelikli |
|
 |
|